6 Haziran 2013 Perşembe

662013 - 1446



30.000 bakımı var da 19-.000 bakımı yok mu?
Varsa ben rica edeyim, frenlerim tutmuyor ve bir o kadar da bakımsızım.Vücudumun suya ihtiyacı var, tuzlu deniz suyuna. Kulaklarımın ise dalga sesine. O ses ki en güzel müzikten güzel, en iyi psikiyatrdan daha rahatlatıcı.
Burası bana dar geliyor, sığamıyorum. Büyük şehirde büyüdüm ondan mıdır? Gerçi İstanbul'da olsam n'olacak, üşenmeyip de Kadıköy'e mi geçeceğim? Sevdiklerim yanımda olursa belki.

Yalnızlığa alışılıyormuş, bilmezdim. Bir de uykuya dalabilsem, daldığımda da deliksiz uyuyabilsem! Sürekli aynı kabusu görmekten sıkıldım. Benim en büyük fobim çift kişilik yatakta tek kişi yatmakmış meğer, onu anladım. Düşmemek için çabalıyorum, diğer taraf hep karanlık.Kimin ittiğini de bilmiyorum,sadece karnımda ellerini hissediyorum. Annemi görüyorum sonra "Korkma" diyor. Saat hep sabahın beşlerinde, uyanıyorum,ilk evde -İstanbul'da- sanıyorum kendimi ama değilim, saate bakıyorum; "Geç kalmamışım,oh!" diyorum, uyumaya devam ediyorum.

Ben buranın ne yazını sevebildim, ne kışını. Ne insanını, ne de hayvanını. Alışamadım demeye dilim varmıyor, alıştım da bir burukluk var. Kimse, hiç bir yer bana evim gibi hissettirmiyor. Ait olduğum yeri bulamıyorum. Ne zaman bulmaya çalışsam ya da "Ya tamam, buraya aitim!" desem error veriyorum. 4 yıl böyle mi geçecek? Bence geçmez. Bir şey yapmalı, ama ne?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder