Az önce aramızda bir çizgi olduğuna iyice emin oldum. Ve giderek genişlediğini gördüm. Farklı kutuplara ayrılıyoruz. Sen kuzey, ben güney. Ya da ben Batı, sen Doğu.
Annem bir kez daha haklı çıktı "Bir şeyler oturmuyor, bir soğukluk var" diyordu. Ne doğruymuş.
Peki neden hala "biz" demeye devam ediyoruz inatla? Ne için savaşıyoruz, ya da ne için sürdürüyoruz?
Beynim deli gibi "Bitir ve kurtul" derken, kalbim senle geçen güzel zamanların hatrına "1 ay daha dayan" diyip duruyor. Aramızda bir çekim olduğu doğru, ama ben senin omuzundayken bile seninle tek parça olamıyorsam neyin çekimi bu? Heyecanım yok, midemde kelebeklerde uçuşturmuyorsun artık. Yanına gelirken 15 dakika önceden tak tak atmaya başlayan kalbim artık eski heyecanıyla atmasını bırak, tenezzül edipte ritmini bile değiştirmiyor. Biz nasıl böyle olduk? Ya da sen bizi nasıl bu hala getirdin? Ya da ben mi yaptım? Yaptıysam ellerime sağlık çünkü bir gram bile üzülemeyecek bir taşa dönmüşüm. Buluşmalarımız zorunluluk halini aldı benim için, git ve gel. Sahi benim için en son fedakarlık yaptığında günlerden neydi? Ya da hiç fedakarlık yaptın mı? Gelmiş ince düşündüğünü söylüyorsun. Aylar öncesinden geliş tarihimi belirleyen benken, senin doğumgünümde burada olup olmayacağın bile kesin değil. Olmasan da olur. Çünkü benim olacağına dair bir gram güvenim yok. Benim galiba sana da güvenim yok ama neyse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder